Çeviren: Merve Gök
İslam düşünürü Muhammed İmara, İslam felsefesi ve düşüncesi ile ilgili çalışmalarıyla, tek başına bilimsel ve kültürel bir ansiklopedi değeri taşımaktadır. Kaleme aldığı, araştırdığı ve telif ettiği iki yüzden fazla eseriyle, ardında eksiksiz bir kütüphane bırakarak vefat etmiştir. İslamî düşüncenin yenilenmesinin yanı sıra, kültür mirası konularında bilim ve kültürün çeşitli renklerini bir arada barındıran eşsiz eserler biriktirmiştir.
Gençlik çağlarında ve düşünce yapısının oluştuğu yıllarda geniş çaplı felsefî okumalar yapan İmara, o yıllarda şekillenen inancı nedeniyle sağcı ve solcu eğitim sistemleri arasında gidip geldi. Bu durum, araştırma ve akademi kariyerinin başlangıcında kaleme aldığı bazı kitaplarına da yansıdı. Yüksek lisans eğitimi sırasında ‘Mu’tezile’de Özgürlük Sorunu’ başlıklı bir tez hazırlayan İmara, daha sonra doktorasını tamamlarken ‘Mu’tezile Düşüncesinde Devlet’ adlı tezini hazırladı. Mu’tezile’yi tüm eksiklikleriyle kenara iten eski basmakalıp düşüncelerin tozunu aldı.
Muhammed İmara, erken çağlarında Yemen’e giderek Mu’tezile düşüncesi üzerine araştırma yürüttü. Yemen’de, temellerini Mu’tezile’nin akılcılığı üzerine inşa ettiklerini öne süren Zeydîlerin hurafelerini görünce dehşete düştü. Kendi türünde tuhaf bir paradoks olarak gördü. İmara, burada Mu’tezile’ye ait el yazmalarını araştırdı. Zira Zeydîyye ile bağlantılı olduğu iddiasına dayanarak bu el yazmalarında Mu’tezile düşüncesini bulabileceğini zannediyordu. Ancak İmara ne Zeydîyye düşüncesinde ne de Mu’tezile’nin el yazmalarında aradığını bulabildi. Çünkü düşünce ve uygulamaya geçenler arasında çok büyük bir mesafe vardı.
İslam’ın kültür mirası sorununun, doğrulanmış ve sistematik bilimsel bir yaklaşımdan uzak olmasından ve eleştiri ile sorgulama dairesinin dışında kalmasından kaynaklandığını düşünüyordu.
Muhammed İmara, araştırma ve incelemeleriyle, İslam kültüründe entelektüel yenilenme ekolünün üyesidir. Otoriter sistemin verdikleri ve halkın gücüyle bir arada yaşamaya karşılık ilmî düşünce ve metodu terk eden birçok insanın kapıldığı dünyevî heyecan ve sahte sevinçlere sırtını dönerek ilmin mihrabında itikafa çekilmiştir.
İlim hayatının büyük kısmını, İslam kültür mirasını hem inanç boyutu hem de felsefî yönleriyle araştırarak geçirdi. Özellikle de Mu’tezile’nin düşünce yapısı, felsefesi ve muhalifleriyle girilen fikir savaşlarını inceledi. Doktora tezinde, Mu’tezile görüşünün felsefesi ve imamet inancı konularıyla ilgilendi.
Hassas bilimsel titizliği ile birlikte dinî reform ve yenilenme düşüncesi ve felsefesine eğilimliydi. Zira İslam’ın kültür mirası sorununun, doğrulanmış ve sistematik bilimsel bir yaklaşımdan uzak olmasından ve eleştiri ile sorgulama dairesinin dışında kalmasından kaynaklandığını düşünüyordu.
Hayatına sosyalist eğilimlerle başlayan Muhammed İmara, o dönemde solun yükselttiği toplumsal adalet bayrağı altında düşünce savaşlarına girdiği gibi, Mu’tezile ile ilgili düşünce mirası hazinesinin büyük kısmını araştırarak bu konuda da bir düşünce savaşına girdi. Ayrıca, İbn Teymiyye, İbn Rüşd ve Gazâlî’nin düşünceleriyle de savaşa giren İmara’nın bu araştırması, Muhammed Abdo, Cemâleddin Afganî, Reşid Rıza ve Hasan El-Bennâ gibi pek çok düşünüre kadar ulaştı. Genelde Mısır ve tüm Arap dünyasındaki çeşitli düşünce akımları arasında, özelde ise Ali Abdürrâzık’ın ‘İslam ve muhakeme usûlü’ ile büyük fikir savaşları yaşadı. Öyle ki, Abdürrâzık’a bir kitap yazarak cevap verdi.
Sınıflandırma ve Kutuplaşmaya Karşı
Muhammed İmara, kapsamlı ansiklopedik bilgi birikimi ve sadece somut gerçeklere dayanan eleştirel akılcılığından dolayı sınıflandırma ve kutuplaşmaya karşı geldi. İmara’ya karşı bir muhabbeti olmayan insanlar dâhil olmak üzere, herkes ona saygı duydu. Çeşitli düşünce ürünlerini oluşturan geniş entelektüel çalışmalarında dayandığı bilimsel kaynaklarını kimse aşamazdı. İmara, tüm hayatını düşünceye yönelik çalışmalara, akademiye ve araştırma savaşına adadı. Bunun dışında her şeyi ardında bırakarak çalışmalarını sürdürdü.
İmara’nın İslam kültür mirasında yenilik ve eleştiri okumalarından ben de çok etkilendim. Uzun okumalar, inceleme ve araştırma özetlerinin sonucu olan yazıları çok fazla ilgimi çekiyordu. Ancak yaşadığı anın gerçekliği üzerinden hareket eden diğer tüm düşünürler gibi, Muhammed İmara’nın da düşüncelerinin otuzlu yaşlarından sonra değiştiği dikkat çekiyor. Yaşadığı anın gerçekliği ile yüzleşen düşünürler, kendilerini düşünce savaşında tarafsız bir şekilde bulamaz ve entelektüel uygarlık kalıbının dışındaki araştırmacılarla ilgilenmezler.
Muhammed İmara, belirli bir grup ile sınırlandırılamayacak ölçüde büyük ve kalıpların dışında olan geniş bir düşünce birikimini temsil ediyor.
Bundan dolayı, gençlik düşünceleri, otuzlu yaşlarındaki düşüncelerinden daha devrimciydi. ‘İslam ve insan hakları’, ‘İslamî çalışmalarda akılcı yöntem’, ‘Devrimci Müslümanlar’ ve ‘İslamî hareketlere eleştirel bakış’ gibi kendisini çağdaş İslam ve Arap düşüncesinde önemli bir referans haline getiren entelektüel projelerinin çoğu ‘İslam’ın Marksist yorumu’nu yansıtıyordu.
1931 yılında dünyaya gelen Muhammed İmara, araştırma ve düşünce üretmekle dolu uzun bir yolculuktan sonra 2020 yılında göz kamaştırıcı bir birikimle vefat etti. Belki de bu zengin olgu, İslamî birlik ve İslam kültür mirasındaki entelektüel yenilenmenin son sembollerini temsil etmektedir. Daha da önemlisi, belki de Mu’tezile düşüncesinin son savunucusu ve eleştirmenlerindendir.
Makalemizin başlığı, birçok okuyucumuza hitap etmeyebilir. Zira Muhammed İmara, belirli bir grup ile sınırlandırılamayacak ölçüde büyük ve kalıpların dışında olan geniş bir düşünce birikimini temsil ediyor. Ancak başlık, İmara’nın klişeleşmiş cemaatlere ve kadrolaşmaya karşı çıktığı gerçeğinin yanı sıra, Mu’tezile düşüncesini açığa çıkarmak ve insanlara duyurmak konusundaki büyük katkısına da dikkat çekmeyi amaçlıyor. İmara, tüm İslam âleminde büyük bir düşünce kaynağı ve ışık olarak bâkî kaldı.
Bizler de onun ruhunu rahmet ile anıyor ve insanları, Muhammed İmara’nın, sabit Selefî okumaların esiri olmuş İslam kültür mirasındaki donukluk ve monotonluğu kırmayı temsil eden düşüncelerini araştırmak için vakit ayırmaya davet ediyoruz.
Hemhâl’in Notu:
Bu makale, İmara’nın ölümünün ardından Nebil El-Bekirî tarafından yazılmış ve alaraby.com sitesinde yayımlanmıştır. Merve Gök tarafından Arapça orijinalinden hemhal.org için çevrilmiştir. Makalenin orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.