Hemhâl Kitap, kitap analizlerinin yanı sıra haftalık okuma önerisi olarak ayda bir dört kitap tanıtımı yapıyor. Kimi zaman yeni çıkanlar, kimi zaman kült eserleri tekrar hatırlamak iyi olacaktır.
Siyaset, Toplum, Din&Düşünce ve Psikopolitika temalı kitaplar olabileceği gibi, farklı ufuklar açacak çok çeşitli kitapları kitaplıklarda buluşturmak ve kitap ile hemhâl olmak umuduyla…
Eylül/Ekim 2024 Hemhâl KİTAPLIK’ta yer alan kitaplar şu şekilde:
Cumhuriyet Düşüncesi – Maurizio Viroli ve Norberto Bobbio
“Cumhuriyetçilik idealleri aslında sağın kültürel modellerine bir alternatif oluşturmaktadır. Sağ siyasal hareketler ve partiler özgürlük fikrini bireysel eylemin önünde engellerin bulunmaması olarak ele alırken, cumhuriyetçilik taraftarları gerçek siyasal özgürlüğün, tahakküm biçimlerinden özgürleşme, ya da başka bir deyişle, diğer bireylerin keyfî iradelerine bağımlılıktan özgürleşme olduğunu savunurlar. Sağ, yasaları özgürlüğe yönelik bir kısıtlama olarak algılar; cumhuriyetçilik ise yasaları özgürlüğün en zorunlu temeli olarak algılar.”
Cumhuriyetçi düşünce, otoriter yönetimlerin ve liderlerin “alıcı bulduğu” bugünün toplumlarında muhalefetin gündemine gitgide daha çok giriyor. Kamusal alan, yurttaşlık erdemi ve yurtseverlik, muhalifler açısından yeniden dönüp bakılması gereken referanslar olarak öne çıkıyor.
Cumhuriyet Düşüncesi, Maurizio Viroli ve Norberto Bobbio’nun 21. yüzyılın toplum hayatı ve politik sorunlarıyla bağ kurulup okunabilecek, eşine az rastlanan olgunlukta bir entelektüel diyalog. Aynı zamanda, aktüalitenin hızıyla yolunu yönünü kaybedenlere bir soluklanma, durup yeniden düşünme, etik ve politik sorunların köklerini keşfetme çağrısı. Cumhuriyetçi geleneğin temel varsayım¬larını ve önerilerini cumhuriyetçilik, yurtseverlik, yurttaşlık erdemi, haklar, ödevler, din, Tanrı, demagoglar, siyasi partiler etrafında gezinerek gündemleştiren canlı ve dinamik bir tartışma.
Kitap içeriğinde yer alan başlıklar ise şu şekilde: Erdem ve Cumhuriyet, Yurtseverlik, Özgürlük, Ilımlılık ve Uzlaşmazlık, Haklar ve Ödevle, Tanrı Korkusu ve Tanrı Sevgisi, Cumhuriyet ve Sorunları, Gizli İktidar, Cumhuriyet Yenilenebilir mi?…
Yakın Akrabalar Kemalist Türkiye ve Pehlevi İran – Ercan Çağlayan
Ercan Çağlayan’ın bir yandan “yakın mercekli” olarak tanımlayabileceğimiz bir gözlemden, diğer yandan da “bağlantılı tarih” perspektifinden yola çıkarak sunduğu Kemalist Türkiye ve Pehlevi İran araştırması, her iki rejim arasında bu önemli farklılıklara rağmen bir dizi alanda önemli bazı devamlılıkların ve benzerliklerin de olduğunu göstermektedir: “İstila”dan kurtarılması gereken dil ve dil politikaları, millileştirilmesi gereken din ve dinler/ mezhepler arası eşitliği dıştalayan sekülarizm, erillikle belirlenen tarih ve coğrafya okuması ve bir uluslaşma/devletleşme kurumu olarak askerlik, “milli” medeniyetin en bariz göstergesi olan “asrî” ve “güzel” kadın imgesi, “gardrob medeniliği”, milli coğrafya tahayyülünün ulaşım stratejileriyle rasyonelleştirilmesi ve derinleştirilmesi, yer isimlerinin değiştirilmesiyle “millileştirilmesi”, Fars ve Türk olmayan grupların asimilasyonu, büyük ölçüde başarısız kalmakla birlikte oldukça radikal bir boyut taşıyan nüfus ve iskân siyasetleri, Batı hukukunun “ithali”, bilim ve kültür politikaları, müzeler sayesinde millileştirilen mekân ve zaman, ırk kategorileri…Çağlayan’ın sunduğu bu çok-boyutlu ansiklopedik ve analitik okuma, literatürde ciddi bir boşluğu doldurmakta ve Semih Vaner’in konu üzerine otuz yıl önce derlediği bir çalışmadan sonra iki ülke arasındaki karşılaştırmalı yaklaşımların ne kadar bereketli olabileceğini göstermektedir. (Hamit Bozarslan)
Posthuman – Arthur Kroker
Arthur Kroker, yüksek teknolojili kapitalist toplumların karanlık bir resmini çizdiği Posthuman: İnsanlığı Bekleyen Tehlikeler ve Çıkış Yolları’nda, ileri teknolojinin getirdiği insan sonrası çağ ile ilgili yeni bir düşünce biçimi ortaya koyuyor. İnsan sonrası döneme ilişkin önceki fikirlerin, yanlış yönlendirilmiş iyimserlikler olduğunu savunan Kroker, insan sonrası geleceği, teknolojinin insan eylemliliğine hükmettiği tam bir belirsizlik durumu olarak tanımlıyor.
Yapay zeka gelişmeleri, dron savaşları, Obama’nın siyasi söylemleri, yeni medya teorileri gibi oldukça farklı ve renkli konulara değinen Posthuman; geleneksel kavramların altının oyulduğu, her yönüyle belirsiz, anlaşılması güç ve bilinemez olan insan sonrası geleceğin, kendilerini hâlâ insan olarak gören varlıklar için karanlık bir zaman olduğunun altını çizer. Buna rağmen Kroker’ın bu karanlık posthümanist öngörüsü, onun gizli hümanizmi ile kol kola yürür. Hümanist bir geleceğe dair içinde az da olsa umut kırıntıları besleyen Kroker, sözde insan sonrasına yaptığı bu yolculuğu, kapitalizmin pençesinde kaybolan sosyal ve etik değerlerin geri kazanılması için açık bir çağrı ile sonlandırır.
Kur’an ve Özgürlük – Gürgün Karaman
Kur’an ve Özgürlük: Bir toplumun Felsefi ve Nebevi YorumuHz. Musa’dan Karl Marx’a Benî İsrail
Gürgün Karaman’ın son kitabı…
Bu kitabın amacı, Yahudi tarihini ve Tevrat’ı anlatmak değildir. Bu kitabın amacı, Yahudi mantığını kısıtlı bir alanda ama temel kodlarını vurucu bir şekilde ortaya çıkarmaktır. Öne sürdüğümüz gerekçeli ve mantıksal çıkarımlara dayalı felsefi yapı sökümler kesinlikle kategorik olarak “etnik, ontolojik ve teolojik üstünlük” iddiasında bulunan Yahudi mantığını hedef almaktadır.
Etnik, ontolojik ve teolojik üstünlükçü iddiada bulunan, kendini belirli bir toprak parçasının profesyonel tapu sicil müdürü yapan Tanrı Yehova ve iddia ettiği Arz-ı Mev’ud’un ve bunun için kendisinin seçkin kabilesi ilan ettiği Benî İsrail’in ve Tevrat’a kazınan bu putun boynuna baltayı vurmak bu kitabın temel hedefidir.