Hemhâl Kitap, kitap analizlerinin yanı sıra haftalık okuma önerisi olarak ayda bir dört kitap tanıtımı yapıyor. Kimi zaman yeni çıkanlar, kimi zaman kült eserleri tekrar hatırlamak iyi olacaktır.
Siyaset, Toplum, Din&Düşünce ve Psikopolitika temalı kitaplar olabileceği gibi, farklı ufuklar açacak çok çeşitli kitapları kitaplıklarda buluşturmak ve kitap ile hemhâl olmak umuduyla…
Nisan 2024 Hemhâl KİTAPLIK’ta yer alan kitaplar şu şekilde:
Demokrasiyi Demokratikleştirmek Özgür Konuşma – Étienne Balibar
Étienne Balibar’ın düşünce ve ifade özgürlüğünün aciliyeti ve değeri konusunda kaleme aldığı denemelerden oluşan, Barış İçin Akademisyenler’e ithaf ettiği kitabı Demokrasiyi Demokratikleştirmek– Özgür Konuşma, düşünürün 2018 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirilen Hrant Dink İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Konferansı’nda yaptığı sunumla başlıyor.
İfade özgürlüğünün aynı zamanda sekülerleşmenin temelinde yer aldığını ifade eden, baskı ve şiddet zamanlarında demokrasiyi cesaretle savunmanın ve yeniden diriltmenin imkânlarını sorgulayan bu çalışma, bizzat demokrasi kavramına da eleştirel bir bakış getiriyor, onu yeniden tanımlamak, yeni eşitlik ve özgürlük biçimleri icat etmek gerektiğini savunuyor.
Hakikati dile getirme cesareti göstermek, sözün özgürlüğünü savunmak demokrasiyi hayata geçirmenin, onu yeniden canlandırmanın tek yolu… Étienne Balibar özgürlükler adına, halklar adına, haklar adına konuşmanın ölüm tehdidini göze almakla eşdeğer olduğunu dile getirirken hakikat cesaretinin somut bir örneği olarak Hrant Dink’i selamlıyor. Demokrasiyi Demokratikleştirmek–Özgür Konuşma günümüz toplumlarında hak ve özgürlüklerin savunusu adına bir manifesto niteliğinde…
“Türkiye’de ve dünyada binlerce insan gibi ben de Hrant Dink’in, kelimenin tam manasıyla bir kahraman olduğu kanısındayım: O, insanlığın özgürleşmesi adına bugün verilen ve gelecekte verilecek mücadelelerinin, ancak geçmişte yaşanan haksızlıkların tanınması koşuluyla mümkün olabileceğine olan inancımıza ve adalet savaşımıza ilham verenlerden biriydi. Bu adam, bu gazeteci, bu aydın, bu yazar, ifade özgürlüğünün en üstün biçimine hayat verdi.”
Kitabın içindekiler bölümü ise şu şekilde:
Şiddet Zamanlarında Demokrasi ve İfade Özgürlüğü
Demokrasi bir “siyasi rejim” midir?
İfade özgürlüğü ve hakikat cesareti
İfade Özgürlüğü ve Dine Küfür
Konuşma özgürlüğü ve öznel hukuk: Mülkiyetten eşitlik özgürlüğe
Eksik iletişim alanında terörün etkileri
“Küfür”, “hakaret” ve kutsalın metastazları üzerine
Kamusal sahne ve sınırları
“Hakikat cesareti” laikliğin seküler temelidir
Söyleme, Karşı-Söyleme: Foucault’ya Göre Parrhesia Biçimleri
“Her şey söylenmelidir’’
Hakikati söylemek, hükmü söylemek, karşı-söylemek
Karşıtlıklar sistemi ve ufuk çizgisi
Parrhesia ve dunasteia: “Demokratik” bireysellik
Halkın Çözülüşü Neoliberalizmin Sinsi Devrimi – Wendy Brown
Bugün hayatın her veçhesine nüfuz etmiş olan neoliberal rasyonalite, her şeyi ve herkesi homo oeconomicus suretinde yeni baştan yaratıyor. Demokrasinin ilke ve kaideleri, bu akıl ve yönetişim düzeni tarafından, ekonomik terim ve ölçülerle çerçevelendiğinde neler oluyor peki?
Bireysel ve kolektif özyönetime ve buna dayanak oluşturan kurumlara gösterilen bağlılık, sermaye değerini, rekabet konumunu ve kredi notunu artırmaya yöneltilen övgülerin altında ezilip yerinden edildiğinde? Halk yönetiminin beraberinde getirdiği ifade, müzakere, katılım, kamu yararı ve iktidar paylaşımı pratikleri ve ilkeleri, ekonomikleşmeye maruz kaldığında neler oluyor?
Çözülüp dağıtılan demos, insan sermayesi parçalarına dönüşüyor; adalet ancak büyüme oranları, kredi notları, yatırım iklimlerinin dayatmalarıyla ilişkili olarak gündeme geliyor; özgürlük insan sermayesinin değerini artırma buyruğuna tabi kılınıyor; eşitlik piyasa rekabeti içinde dağılıp gidiyor, halk egemenliği bütün bunlarla giderek daha bağdaşmaz oluyor. Liberal demokrasinin kurum, pratik ve âdetleri bu dönüşümden sağ çıkamayabilir. Radikal demokrasi düşleri de keza.
Halkın Çözülüşü’nde, neoliberalizmin demokrasinin temellerini nasıl sarstığını anlatıyor Wendy Brown. Neoliberal aklın, sağlama alıp canlandırmayı vadettiği siyasal biçime ve siyasal tahayyüle neden ve nasıl zarar verdiğini özgün ve dikkat çekici bir argümanla açıklıyor. Neoliberalleştirilen hukuku, siyasal pratikleri, yönetimi ve eğitimi titiz bir analize tabi tutarak, yeni sağduyunun haritasını çıkarıyor: Eğer bir geleceği olacaksa, demokrasinin bugün yeniden düşünmeye ve yeniden mücadeleye konu olması gerekiyor.
Kitapta ki diğer konu başlıkları ise şu şekilde:
Neoliberal Akıl ve Siyasi Hayat
Dağılan Demokrasi:
Neoliberalizmin Yeniden İnşa Ettiği Devlet ve Özne
Foucault’nun Biyopolitikanın Doğuşu Dersleri:
Neoliberal Siyasi Rasyonalitenin Haritasını Çıkarmak
Foucault Tashihi: Homo Politicus ve Homo Oeconomicus
Neoliberal Aklın Yayılması
Siyasi Rasyonalite ve Yönetişim
Hukuk ve Hukuki Akıl
İnsan Sermayesinin Eğitilmesi
Kaybedilen Yalın Demokrasi, Fedakârlığa ve Kurban Vermeye Dönüşen Özgürlük
İslam ve Ekonomi Politik Sistemler – Abdul Karim Bangura
Kitap, Müslüman toplumların tarih boyunca işlemiş olan belli başlı ekonomi politik sistemlerini nasıl aşmış ve onlarla nasıl bir ilişki kurdukları hakkında makalelerden oluyor.
Bu bağlamda incelenen ekonomi politik sistemler, merkantilizm, kapitalizm, sosyalizm, sosyal demokrasi, ülkenin kendi kaynaklarına dayanması ve günümüzdeki küreselleşmeyi içermektedir.
Bu sistemlere giriş olması ve bir arka plan bilgisi vermesi maksadıyla ekonomi politik İslam dini ve İslam iktisadı doktrini kavramlarını ele alan bir bölümün ardından diğer bölümler gelmektedir.
Her bir bölüm, o bolümdeki temel kavramlarına ve bölümün özüne dair kısa bir açıklamayı içeren sentezleri kapsayan bir girişle başlamaktadır. Ardından söz konusu sisteme dair mevcut literatürün tematik bir taraması sunulmaktadır. Bunun da ardından adı geçen sistem altında işlemiş olan üç Müslüman toplum incelenmektedir. Ekonomi politik sistemlerin İslam ile ilişkisini kapsamlı bir şekilde ele alan kitap, araştırmacıların ve alana ilgi duyan herkese hitap etmektedir.
Kitaptaki konu başlıkları ve yazarları şu şekilde:
Genel Giriş – Abdul Karim Bangura
İslam ve Merkantalizm -Ava Aprin ve Matt Jacobs
İslam ve Kapitalizm – Lisa Livingood
İslam ve Sosyalizm – Arshi Saleem Hashmi ve Jacques Gouideau
İslam ve Sosyal Demokrasi – Ava Aprin ve Nicole Rowsell
İslam ve Kendi Kendine Yeterlilik – Mubarak Haq ve Nicole Rowsell
İslam ve Küreselleşme – Yoseph Nasser
Bir Asimilasyon Aracı Olarak Kentler ve Kürtler – Barış A. Çobanoğlu
Kitaba Dair: Kürtlerin kentlere göçler ettirilerek asimile edilmesi, uzun yıllara dayanan geleneksel devlet politikalarının bir parçasıdır ve bu politikalar çerçevesinde yürütülen programlarla ilişkilidir.Bu politika, iki temel bileşenden oluşur. Birinci bileşeni, mecburi iskân, zorunlu göçler, baskı, eziyet ve sürgünleri içerirken ikinci bileşeni ekonomik, sosyal ve kültürel geri bıraktırma programlarıdır.
Her iki program da Türkleştirme politikalarının ayrılmaz parçalarıdır. Kürtlere yönelik ekonomik ambargolar ve politik baskılar göz önünde bulundurulduğunda, şehirlerin asimilasyon ve Türkleştirme politikalarının uygulanmasında önemli bir rol oynadığı görülmektedir. Kentlere göçler yoluyla Kürtlerin örf, adet ve geleneklerinin yanı sıra dil ve tarihlerinin ortadan kaldırılarak ulusal kimlik ve hafızalarının bütünüyle imhası amaçlanmıştır.
Hemhâl Kitaplık (Nisan 2024)