CORE Araştırma Enstitüsü Yerel Seçimlere doğru giderken “Gençlerin Seçimi”ni araştırdı.
Gençlerin siyasete ve yerel seçime ilgi düzeyleri, yerel seçimleri ne kadar takip ettikleri, adaylara bakışları, beklentileri ve oy davranışlarının dinamikleri üzerine yapılan çalışma raporlaştırıldı.
CORE, bu araştırma ile yerel seçim döneminde gençlerin siyasetten ne beklediklerini, yerel yönetim algılarını, duygu dünyalarını, seçilecek belediyelerden ne umduklarını seslendirmeyi hedefliyor.
Araştırma Ankara, İstanbul ve Diyarbakır’da yaşayan farklı dünya görüşlerine sahip gençlerin katılımıyla gerçekleştirilen odak grup çalışmalarının verilerine dayanıyor.
Araştırma ‘’Genç Seçmenler Neden Rahatsız?’’ sorusuna yanıt arıyor.
Gençlerin Gözünden Yerel Seçimler, Siyasetçiler ve Siyasi Partiler araştırma raporunun 1. Bölüm sonuçları ve 2. Bölüm’den bazı notlar şu şekilde:
İLGİSİZLER
Gençler reel siyasetle arasına mesafe koyuyor.
Bunu ‘’siyasetle ilgiliyim ama politika ile değil’’ şeklinde dile getiriyorlar.
ETKİSİZ HİSSEDİYORLAR
Gençler, siyasetle ilgilenmenin bir faydası olacağına inanmıyor. Siyasi katılım ile siyasete ve/veya karar alıcılara etki edebileceklerine dair inançları azalmış. Dahası, kendilerine en yakın siyasi partileri ya da siyasetçileri etkileyebileceklerini ya da değiştirebileceklerini de düşünmüyorlar.
GÜVENSİZLER
Siyasetle ilgisizlikte temel sorun siyasetçileri ve siyasi partileri beğenmiyor olmaları. Siyasetçileri güvenilmez buluyorlar. Kendi çıkarları için davrandıklarını, vaat ve söylemlerinin oy avcılığı hedefli olduğunu düşünüyorlar.
Seçim kazanma odaklılık bir kirlenme olarak görülüyor. Gözlerinde siyasetçiler arasındaki farklar belirsizleşmiş.
ÇIKARCILIKTAN VE FIRSATÇILIKTAN SIKILMIŞLAR
Tüm siyasetçilerinin önceliğinin kendi çıkarları olduğu düşünülüyor.
Hepsinin ‘’yalancı’’ odluğu sıklıkla belirtilen bir yakıştırma.
Her siyasetçinin sadece oy avcılığı ile hareket ettiği, bunun samimi olmadığı ve bu samimiyetsizliğin çok görünür olduğu ifade ediliyor. Hem din istismarı hem de Atatürkçülük istismarı gibi fırsatçılıklardan sıkıldıklarını ifade ediyorlar.
DURUŞ BEKLİYORLAR
Siyasetin seçim kazanmaktan ibaret olması, seçim kazanmak için her yolun denenmesi eleştiriliyor.
Gençler siyasete ilgisiz görünse de olup bitene hakimler.
Manipülasyonlar, seçim kazanmak için yapılanlar, normalde olmadığı gibi görünmeler vb. tasvip edilmiyor ve bunların bariz biçimde göründüğü ifade ediliyor.
KAPASİTEYE GÜVENMİYORLAR
Siyasetçilere güvensizlik sadece etik nedenlerden kaynaklanmıyor.
Siyasetin ve siyasetçilerin kirli olduğu düşünülüyor.
Fakat güvensizlik gerekçelerine bunun kadar etkili bir faktör daha eklenmiş: liyakat.
Siyasetçilerin ve partilerin kapasitesine dair bir güvensizlik var. Hiçbir kesim partisinden ya da kendine yakın partilerden memnun değil.
SİYASETTE BECERİ GÖRMÜYORLAR
Siyasetin sorunları çözebileceğine inanmıyorlar. Muhalif olanlar, muhalefetin beceriksiz olduğunu düşünüyor. Hem seçmenle bağ kurma, seçim kampanyaları bağlamında zayıf olduklarını hem de kazansalar da iyi bir yönetim performansı gösteremeyeceklerini düşünüyorlar.
LİDERE BAKIYORLAR
Gençler için partilerin önemi azalmış. Liderler öne çıkıyor.
Önem sırası ise şu şekilde:
- Lider
- Parti
- Vaat
Vaatlerin ne olduğundan ziyade bunu yapabilecek bir lider olup olmadığı ve partisinin buna uygun olup olmadığına önem veriliyor.
İlk iki maddeden geçtikten sonra arada kaldıysa vaatler karşılaştırılıyor.
SİYASETE İLGİSİZLİK NORM OLMUŞ
2023’te ki aşırı siyasileşmenin bir siyasi çerçevede olmaması, sadece seçimi kazanmaya endekslenmiş olması, seçim sonrası dönemde bir apolitikleşme ile sonuçlanmış.
- Siyasete ilgili olmamak bir norm haline gelmiş.
- Övünülecek bir karakter özelliği olmuş.
- Siyasetle ilgili olanlar kirlenmeye açık veya boş işlerle uğraşmaya yatkın kimseler olarak görünüyor.
GÖNÜLSÜZ KATILIM
Her şeye rağmen onlar için seçimler tamamen önemsiz de değil. Seçimler seçmenlerin elindeki yegâne güç olarak görülüyor. O yüzden bu kozu iyi kullanma arzusu da var.
Bu yüzden siyasete ilgisizlik aynı düzeyde sandıktan uzaklaşma getirmiyor. Fakat oy vermeye fazla anlam yüklenmiyor.
BEKLENTİLERİ DÜŞÜK
Tüm olumsuzlarına rağmen seçimler seviliyor, yerel seçimlerde normalde kısmi bir değişim imkânı olarak görülüyor. Ancak seçimlerden ve siyasetten beklentisi tamamen sıfırlanmış bir kesim de var.
Daha partizan olanlar ise, son mevzileri de savunmak için seçimleri hala önemli buluyor. Fakat onların dahi beklentisi yüksel değil. Daha ziyade diğeri gelmesin ve bana kısmen de olsa daha yakın bir yönetim olsun diyorlar.
YEREL SİYASETE VERİLEN DEĞER DÜŞÜK
Yerel yönetimler ülkeyi ne batıracak ne de çıkarak bir kurum olarak görülüyor. Bu yüzden yerel seçimlere verilen önem düşük.
Yerel yönetimlerin yetkilerinin sınırlı olması, yerel yönetimleri ve dolayısıyla da yerel seçimleri önemsizleştiriyor. Bir başka değişle bu seçime değer verilmemesi, yerel yönetimlere değer verilmemesi ile de ilgili.
SEÇİM VAATLERİ CİDDİYE ALINMIYOR
Vaatler bilinmiyor. Fakat bu bilinçli bir takipsizlik. Gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceği belli olmayan sözler ve seçimlerden sonra unutulacak şeyler olarak görülüyor.
UMUTSUZLAR, ÇÖZÜMÜ MÜMKÜN GÖRMÜYORLAR
Sorunlarda ‘’tek suçlu’’ olmadığı, bu yüzden de bir adayın daha üstün olmadı söyleniyor. Geleceğe dair ümitsizlik de siyasi soğuma da bir faktör.
İKNAYLA, GÖNÜLLE DEĞİL, ‘’MECBUREN’’ OY KULLANIYORLAR
Mecburen bir tarafı desteklemek onları zorluyor. Karşılarında hep bir ‘’dayatma’’ olduğundan şikâyet ediyorlar. Dayatma vibe’ları onları fazlasıyla irrite ediyor. İkna olarak oy kullanmak istiyorlar. Bu olamadığı için de siyasetten soğuyorlar.
FARK GÖREMİYORLAR, HEPSİ AYNI DİYORLAR.
Seçim yorgunluğu gibi, seçim inançsızlığı da var.
Fark olmaması üzerinden en çok durulan serzeniş.
Siyasetçilerin hepsinin birbirine benzediği, aralarında fark olmadığı sıklıkla ifade ediliyor. Aralarında çok da büyük bir fikir ayrılığı göremediklerini söylüyorlar.
İTTİFAK SİYASETİ GENÇLERİ İTİYOR
İttifak siyaseti de gençleri siyasetten soğutan bir faktör olmuş. İttifaklar kafa karıştırıcı bulunuyor, ‘’neyi seçtiğimizi bilemiyoruz’’ ittifaklarda diyorlar. Fark görme beklentisi var.
GENÇLERİN SİYASETÇİLERE GÜVENSİZİĞİ:
5 TEMEL FAKTÖR
1. Ahlaki Yozlaşma
Kendi çıkarlarını gözettikleri, seçim zamanlarında göz boyama ve şov amaçlı tutumlar aldıkları, bu ‘’samimiyetsizliğin’’ de çok görünür olduğu ifade ediliyor.
2. Uyumsuzluk
Gerek mahalleler arasında gerekse mahalle içinde kavga ve sataşmaların hâkim olması gençleri uzaklaştıran diğer bir faktör. Gençler gerilim sevmiyor. Sürekli bağıran, çağıran, diğer tarafa düşmanlık eden çıkışlardan rahatsız oluyor. Kendi çevrelerinde önem verdikleri farklılıkların siyasette önem kazanması onlara doğru gelmiyor. Gençler siyasetten daha yapıcı, başkalarıyla uyumlu bir hat istiyor.
3. Duruşsuzluk
Uyumlu bir siyaset beklentisine rağmen gençler duruş istiyor: Kapsayıcı olmayı, kayırmacılık, taraftarlık yapmamak olarak görüyorlar. Ancak siyasetçilerin kapsayıcılık adına mavi boncuk dağıtmalarını yanlış buluyorlar. Sorunlar karşısında ne duruşlar bekliyorlar.
4. Farksızlık
Gençlere göre siyasetçiler aynı. Çoğu konuda birbirine benziyor: Sadece güvenilmezlikleri açısından değil, performansları, vaatleri ve tutumları da birbirine benzer bulnuyor. Siyaset bu yüzden de onlara cazibeli gelmiyor. Heyecan uyandırmıyor.
5. Liyakatsizlik
Gençler siyasetçileri kapasite açısından zayıf buluyor. Hem yöneticiliklerini, hem konulara hakimiyetlerini zayıf buluyorlar. Bu açılardan daha iyi olanlar dahi sıradan bulunuyor. Bilgileri, görgüleri zamana uzak bulunuyor.
GENÇLERİN GÖZÜNDEN SEÇİM KAMPANYALARI
Gençlerin Gündemi;
- Eğitim, gençler için anlamsızlaşmış.
- ‘’Okuyup da ne olacak’’ hâkim duygu haline gelmeye başlamış. Üç temel sorun alanı; Eğitimin kalitesi, sınav sistemi ve eğitim-istihdam kopukluğu
- Eğitim pahalı ve sonuçsuz bir yatırım olarak görülüyor.
- Gençler kaybolmuş ve rehbersiz hissediyor.
- Gençlerin diğer bir gündemi göçmenler.
- Muhalif gençler sıkışmış hissediyor.
- İktidar destekçisi gençler yozlaşmadan şikayetçi.
Oy Davranışı;
- Gençler yerel seçimleri ‘’o kadar’’ önemsemiyor.
- Oy davranışında partiler önemsizleşmiş.
- Büyükşehirlerde stratejik, diğer pusulalarda keyfi oy eğilimi yaygın.
- Oy verme bir sportif faaliyet olarak görülüyor.
- Oy kararları önceden belirlenmiş.
- Vaatlerin etkisi neredeyse yok.
- Muhalif seçmenler arasında hayal kırıklığı yaşayanlar var.
Raporun kaynağı ve tamamı için: http://www.core.org.tr
HEMHÂL