Hemhâl Kitap, kitap analizlerinin yanı sıra haftalık okuma önerisi olarak ayda bir dört kitap tanıtımı yapıyor. Kimi zaman yeni çıkanlar, kimi zaman kült eserleri tekrar hatırlamak iyi olacaktır.
Siyaset, toplum, din&düşünce ve psikopolitika temalı kitaplar olabileceği gibi, farklı ufuklar açacak çok çeşitli kitapları kitaplıklarda buluşturmak ve kitap ile hemhâl olmak umuduyla…
Mart 2024 Hemhâl KİTAPLIK’ta yer alan kitaplar şu şekilde:
Kürtler ve Cumhuriyet – Kolektif
Türkiye’nin bir ulus-devlet formunda süregelen yüz-yıllık oluşum serüvenine yönelik yürütülen her tartışmada, katmanlı yapılara sahip iki pozisyonun esaslı roller üstlendikleri söylenebilir: Kürtlerin Cumhuriyeti ve Cumhuriyetin Kürtleri.
Altı çizilen bu pozisyonlar, birbiriyle iç içe geçen farklı düzeylerde birçok karşılaşmanın başlangıç zeminleri olarak da görülebilir. Bir yanıyla şiddet, inkâr ve asimilasyon gibi varlığı nesne kategorisine indirgeyen stratejilerin öne çıktığı gözlemlenirken; diğer yanıyla direniş, kolektif hafıza ve özerklik\bağımsızlık gibi özne olmaya çağrı yapan kurucu pratikler göze çarpmaktadır. Peki, bu pozisyonların özgünlüklerini ve aralarındaki etkileşimlerin yansımalarını sorgulayabilmek nasıl mümkün olabilir?
Kürtler ve Cumhuriyet, farklı akademik disiplinlerden ve araştırma metotlarından faydalanarak bahse konu olan bu pozisyonları bütünlüklü bir şekilde ele alarak, özellikle Kürt Çalışmaları alanı ile diyalog halinde olan ve başarılı araştırmalara imza atmış 100 farklı sesi bir araya getiren kapsamlı bir derleme kitap çalışmasıdır.
Bu çalışma, okuruna Kürtler ve Cumhuriyet arasındaki ilişkisellikleri belirli temalar ya da olgular üzerinden analiz edebilmeyi sağlarken, olası en geniş perspektifle resmin bütününe dair bir kanaatin oluşmasına katkı sunmaktadır.
Farklı disiplinlerde alanında uzman 100 ismin makale çalışmalarıyla katkı sunduğu Kürtler ve Cumhuriyet kitabının konu bölümlendirmesi ise şu şekilde:
- Sömürgecilik ve Sömürgesellik
- Bilgi Üretim Süreçleri ve Dinamikleri
- Ulus, Mekân ve Kimlik İnşası
- Devlet Şiddeti
- Hukukun İstisna Halleri ve Temsil Krizi
- Direniş ve Hafıza
- Toplumsal Hareketler ve Siyasal Mücadeleler
- Kadın Hareketi ve Toplumsal Cinsiyet
- Göç ve Diaspora
- Devletler Sınırlar ve Jeopolitik İlişkiler
- Dil ve Edebiyat
- Tarihsel ve Toplumsal Miras
Toplumcu Belediyecilik
1970’lerden Günümüze Bir Yerel Yönetim Deneyimi
Derleyenler: Sezgin Sezgin – Tuğba Canbulut
“Türkiye’nin son derece merkeziyetçi siyasi yapısında bir kırılma noktası olarak yerel siyasetin yükselişi de bu belediyecilik modeli ile başlayacaktır. Kentli halkın yönetime katılımı, kentsel hizmetlerin yerinden üretimi ve dağıtımı, kentli halkın ihtiyaçları ve kamu yararını esas alan öz kaynak yaratma ve bölüşümde adalet gibi unsurlar, merkezi siyasete paralel bir yerel siyasi alanın doğmasını beraberinde getirecektir. CHP içinde devletçilikten halkçılığa doğru değişen söylem ve dünyada yükselen özgürlükçü yerel siyasetin de etkisi ile CHP’li belediye başkanlarının toplumcu belediyecilik uygulamalarıyla, Türkiye’de yerel siyaset, siyasetin yapısal bir unsuru haline gelecektir.” Hatice Kurtuluş
Yerel yönetim seçimlerinde 1973’te oyların % 37’sini, 1977’de % 41,7’sini alan, 1977’de 67 il merkezinin 42’sini kazanan CHP’nin belediye kadroları, “toplumcu belediyecilik” anlayışını geliştirmişlerdi. Bu, geniş sosyal refah uygulamalarına dayanan ve “Belediyeler demokrasinin beşiğidir” şiarıyla âdeta “yerel hükümet” olma kapasitesi geliştirmeye yönelen bir anlayıştı.
Bu kitap, İstanbul’da Ahmet İsvan, Ankara’da Vedat Dalokay ve Ali Dinçer, Adana’da Ege Bağatur, İzmit’te Erol Köse, Çanakkale’de Reşat Tabak yönetimleri örneklerine bakarak, toplumcu belediyecilik deneyimini enine boyuna inceliyor.
2010’ların ikinci yarısında, CHP’li yerel yönetimler toplumcu belediyeciliği yenileyerek canlandırmaya yöneldiler. Kitapta, dönemin ağır “vesayet ve velayet” koşulları altında yürütülen bu yerel siyasetin eleştirel bir değerlendirmesi de yer alıyor.
Sezgin Sezgin ve Tuğba Canbulut’un hazırladığı derlemede ayrıca Ulaş Bayraktar, Hatice Kurtuluş, Hülya Küçük Bayraktar, İpek Sakarya’nın yazıları bulunuyor.
Kitapta yer alan yazı başlıkları ise şu şekilde:
Deneyimler ve Umutlarla Toplumcu Belediyecilik: Nasıl Bir Yerel Yönetim İhtiyacı?
Ahmet İsvan Dönemi Ve İstanbul’un Toplumcu Belediyecilik Deneyimi: Demokrasi İçin Kurtarıcı “Baba”lara İhtiyaç Var Mı? Yok!
Vedat Dalokay ve Ali Dinçer’in Tecrübeleriyle Ankara’nın Toplumcu Belediyeciliği:
“Belediyeler Demokrasinin Beşiğidir”
Erol Köse’nin İzmit’i: “Toplumcu Belediyeci Oldu Demekle Toplumcu Belediyeci Olunmaz!”
Çanakkale’de Yerel Demokrasisinin İnşası: Toplumcu Belediyecilik Deneyimi
1970’ler, Adana, Ege Bağatur ve Toplumcu Belediyecilik: “Mülk İnsana Yük”
1970’lerden 2020’lere Vesayet ve Velayet Arasında Sosyal Demokrat Belediyeler
Neden Toplumcu Belediyecilik Konuşmalıydık?
Allah Adına Yönetmek – Altan Tan
Kur’an-ı Kerim’de “Kim Allah’ın indirdikleriyle hükmetmezse işte onlar zalimlerin ta kendileridir.” (Maide: 45) “Kim Allah’ın indirdikleriyle hükmetmezse işte onlar fasıkların ta kendileridir.” (Maide: 47) ayetleri; açık ve net bir şekilde ‘kamusal alanın’ da Allah’a ait olduğunu bildiriyor.
Kuran-Kerim; kısaca ‘HÜKÜM ALLAH’INDIR’ diyor. Bir Müslüman için ‘hüküm’ tabii ki Allah’ındır. Bunda kuşku duyulacak ve tartışılacak bir durum yok.
Ancak bu kabulden sonra cevaplandırmamız gereken çok önemli sorular var: Her türlü şekil ve mekândan münezzeh olan Allah; haşa yeryüzüne inerek yöneticilik yapmayacağına göre, Allah adına yeryüzünde kimler yönetici (Emir, halife, sultan, padişah, cumhurbaşkanı vs.) olacak ve bu yöneticiler nasıl hükmedecektir?
Bir başka ifade ile Allah’ın yetkilerini kimler kullanacak ve nasıl uygulayacak?
Müslümanlarla, Müslüman olmayanlar bir arada ve barış içinde nasıl yaşayacak?
Altan Tan bu kitabında siyasi temalı kitaplarından farklı olarak İslam ve yönetim sistemleri üzerine derinlikli teorik konuları analiz ediyor.
Kitap, tarihsel süreçte Yönetim ve Devlet üzerine odaklanarak başlıyor. Yönetim ihtiyacının ortaya çıkışı, devlet ve iktidarla ilgili görüşler ve tarihte ilk devletler ve yönetim şekilleri üzerinden İslam ve Devlet meselesini inceliyor.
İslam inancında devlet ve yönetimin yeri İslam tarihindeki olaylar çerçevesinde analiz ediliyor.
İslam’da mezhepler, mezhebi ve etnik sorunlar inceledikten sonra ekonomik ve sınıfsal sorunlarda tartışmaya açılıyor.
Kitap günümüzde İslam dünyasındaki gerilimlerin sebep ve ilişkileri ile ‘’İslam ve Demokrasi’’ konusu ile bitiyor.
Sosyofobi & Dijital Ütopya Çağında Siyasal Değişim –
César Rendueles
“Aslında dijital iletişim araçlarının yarattığı toplumsal coşku asılsızdır, dekoratiftir. Ortak varoluşumuzun teşvik etmesi gereken şeyi, yani birbirimize gösterdiğimiz ilgiyi teşvik etmeye faydası yoktur. Aynı şey eşitlikçilik 2.0, yani toplumsal farkın Ağ’da en aza indiği duygusu için de geçerli. Radikal demokrasi evrensel bir müşteri-hizmet hattı değildir. Eğer durup düşünürseniz bunun biraz saçma olduğu anlaşılacaktır.”
İletişim teknolojileri, moderniteden arta kalan sorunları aşacak bir araç mı, yoksa sermayenin tahakkümünün yeni araçlarla sürdürülmesinin farklı biçimi mi?
İletişim teknolojisindeki yenilikler, uzun zaman boyunca toplumsal hayatı olumlu yönde değiştirebilecek ütopik bir unsur olarak görüldü. Bilhassa Avrupa solu, genel olarak teknolojinin, özel olaraksa internetin ekonomik ve siyasi koşulların eşitlikçi bir yeniden inşasına zemin hazırladığı fikrinde ısrarcı oldu.
César Rendueles, beklentilerin aksine iletişim teknolojilerinin sosyal gerçekliği ve iş birliğini artırmak yerine sınırlandırdığını ileri sürüyor. Dayanışmanın ve geleneksel topluluk ilişkilerinin gereksiz olduğu konusundaki yaygın inanca karşı çıkan Sosyofobi, neoliberalizmin yarattığı sosyal tahribattan yola çıkarak teknolojinin çözüme dönük iddialarının gerçekliğini sorguluyor. Öte yandan, teknolojideki gelişmelerle eşitlikçi bir gelecek perspektifini yan yana getiren siber ütopyacı yaklaşıma şüpheyle yaklaşan yazar, kemer sıkma politikaları karşıtı İspanyol 15-M hareketi örneği üzerinden yeni toplumsal olanakları sorgularken, siber fetişizme yönelik toplumsal tepkinin boyutlarını inceliyor.
Türkçe baskısı için kitapta ‘’Sosyal Erime: Dijital Distopyada Hayatta Kalmak’’ başlıklı özgün bir önsöz bulunuyor.
Kitabın diğer alt başlıkları ise şöyle:
SIFIR NOKTASI SOSYOFOBİ: Nükleer Savaş Sonrası Kapitalizm, Küresel Panoptikon ve Karşı Tarih
DİJİTAL ÜTOPYA: Siber Fetişizm, Copyleft Ütopyacılığı ve İşbirliği 2.0
KAPİTALİZMDEN SONRA: Özgürleşme Ve Karşılıklı Bağımlılık ve Kurumsal İmgelem
Hemhâl Kitaplık (Mart 2024)